9 Mayıs 2018 Çarşamba

Korkut Tuna’nın Türk Sosyoloji Tarihindeki Yeri

6. Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresinde sunduğum bildirinin tam metni bildiriler kitabında yayınlanmış durumda. 4 cilt olarak e-kitap şeklinde yayınlanan bildirilerin tamamına ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Aşağıda söz konusu çalışmanın özeti ve devamında tam metine erişebileceğiniz bağlantı linki yer almaktadır.

Öz:
Türk sosyoloji tarihi, bir asrı aşan tarihi birikime sahiptir. Bu bir asırlık birikim, Türk sosyoloji tarihinin bir külliyatını da oluşturmuştur. Bu külliyatın sayfaları arasında, İstanbul sosyoloji geleneğini ve bu geleneğin önemli bir halkası olarak da Korkut Tuna’yı görmek mümkündür. Bu bağlamda, Korkut Tuna’nın Türk sosyoloji tarihindeki yeri incelemeye değerdir. Korkut Tuna’nın Türk sosyoloji tarihindeki yeri ele alınırken, Türk sosyoloji tarihinde İstanbul ekolü diye nitelendirilen sosyoloji geleneğine önemli ölçüde değinilmektedir. Çünkü Tuna’nın sosyoloji çalışmaları, İstanbul ekolünün bir gelenek olarak varlığını sürdürmesinde ve yeni anlayışlar kazanmasında önemli bir etkiye sahiptir. Bunun yanında, Tuna’nın İstanbul sosyoloji geleneğinin serüvenine tanık olan Sosyoloji Dergisi ile olan münasebetine de değinilmektedir. Zira Ziya Gökalp tarafından yayın hayatına başlanan Sosyoloji Dergisi, Türkiye’nin en uzun süreli yayın yapan dergileri arasında yer almaktadır. Bunun yanında, bir asırlık sosyoloji birikimine de tanıklık etmesi bu dergiyi önemli kılmaktadır. Tuna’nın, Türk sosyoloji tarihindeki yeri ele alınırken, sosyoloji anlayışı da önemli bir başlık olarak değerlendirilmektedir. Tuna’nın sosyoloji anlayışı tarihsel ve eleştirel bir özellik sergilemektedir. Makro sosyolojik anlayışa tekabül eden bu özellik ile birlikte, Tuna mikro sosyolojik çözümlemelerin de önemine vurgu yapmaktadır. Onun Yeniden Sosyoloji çağrısında bu durumu görmek mümkündür. Bunun yanında teori ve pratik birlikteliği, aidiyet ve ön kabullerde Tuna’nın sosyoloji anlayışında dikkat çeken noktalardır. Korkut Tuna’nın Türk sosyoloji tarihindeki yerine ışık tutan bu çalışma, kuramsal bir çalışma olup, çalışmada tarihsel ve karşılaştırmalı yöntem kullanılmaktadır. Literatürde, Tuna’nın Türk sosyoloji tarihindeki yerini ele alan sınırlı sayıda çalışmanın bulunması, bu çalışmayı ayrıca anlamlı kılmaktadır.

Anahtar Kelimeler: İstanbul Ekolü, Korkut Tuna, Sosyoloji Dergisi, Yeniden Sosyoloji

Çalışmanın tam metnine erişmek için aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız

AcademiaEdu

20 Mayıs 2017 Cumartesi

VI. Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresine Katıldık

Türkiye akademisinin bir araya geldiği Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi bu sene 10-13 Mayıs tarihleri arasında Muş Alparslan Üniversitesinde gerçekleştirildi. Kongre, “Geçmişle Gelecek Arasında İslam Düşünce Tarihi” başlıklı panelle başladı.

İlki Konya’da gerçekleştirilen Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi altı yıldır Türkiye akademisini disiplinler arası bir platformda bir araya getirmeye bu sene de devam etti. Genç akademisyenlerin özgün çalışmalarını paylaşmalarına imkan sağlayan TLÇK, bu yıl Muş Alparslan Üniversitesi ev sahipliğinde yapıldı.


Kongrede benimde Korkut Tuna'nın Türk Sosyoloji Tarihindeki Yeri başlıklı bir tebliğ sunumum oldu. Kongrede sunulan tebliğlerin tam metinleri Bildiriler Kitabında basılacaktır.


1 Ocak 2017 Pazar

2016 Out 2017 İn

1 Ocak 2017 tarihindeyiz.

Herkesin bu güne atfettiği önem değişiyor.

Kimimiz yeni bir yıla girmenin verdiği coşku ile karşılıyoruz

Kimimiz ise Mekke'nin Fetih yıl dönümü (Mekke'nın fetih tarihi 11 Ocak'tır!) olarak bakıyoruz bu güne..

Kimimiz için ise bir takvim yaprağının daha eskimesinden başka bir anlama sahip değil 1 Ocak.

Bugüne atfettiğimiz anlam ne olursa olsun, gerçek şu ki eskiyen her takvim yaprağı ile birlikte ömürden bir gün daha geçiyor...



2016 yılı pek çok insani değerin ters yüz edildiği, özelde ülke olarak genelde ise tüm dünya olarak ciddi problemler ile karşılaştığımız bir yıl oldu.

İlerde bir anı kitabı yazacak olursam, ömrün ilk 30 yılını anlatacağım kısmında 30. yılım için oldukça uzun ve bir o kadar da kara sayfalar ayıracağım!

Ve o kara sayfaların sonuna şu cümleleri yazmayı da çok arzu ederim:

2016 yılı bu kara sayfalara meze olsa da 2017 yılı çok daha güzel haberlere sahne oldu. İnsanlık tarihinin belki de en önemli gelişmeleri bu yıl yaşandı. Tüm dünya ülkeleri ellerindeki silah depolarını patlattılar. Tüm ülke sınırları kaldırıldı, pasaportmuş vize imiş tarihe karıştı. Afrika'da insanlar açlıktan ölmeyi bırak, bolluk içinde yüzmeye başladılar. Suriye yeniden inşa edildi. Arakan bir medeniyet beldesine dönüştü. Filistin, İsrail ile Ensar Muhacir ilişkisini tesis etti. Türkiye'nin üç tarafı denizlerle kaplı olsa da tüm sınırları dostlarının güveni ile örüldü. ABD Başkanlığı koltuğuna oturan Trump'ın verdiği ilk emir Birleşmiş Milletler ve Nato'nun dağıtılması oldu. Türkiye'deki tüm ceza evleri atıl durumda kaldı. İnsanlar zekat verecek kimseyi bulamaz oldu. Milletvekilleri asgari ücret ile geçinmeye başladılar. İnsanlar evlerinden çıkarken artık kapılarını kilitleme gereği duymaz oldular. Türkiye'deki insanların birbirine olan saygısı tüm dünyada nam salmaya başladı, üzerine tezler hazırlanmaya başlandı. Türkiye'de en çok kazananlar kitap yazarları ve yayın evleri olmaya başladı. İnsanlar artık ihale peşinde koşmak, inşaat yapmak yerine kitap yazar oldular. Türkiye'nin kitap okuma oranı tüm dünyayı geride bıraktı. Türkiye'den insanlar tüm dünyaya yayılarak evrensel insani değerleri anlatmaya başladılar. Mezhepçilik ve ırkçılık gibi kavramlar yasaklandı. 

27 Aralık 2016 Salı

Toplumsal Değişim Sempozyumu Kitabı Yayınlandı

25-27 Mart 2016 tarihleri arasında İstanbul'da düzenlenen Toplumsal Değişim Sempozyumunda sunulan bildiriler kitap olarak yayınlandı. Toplumsal Değişim Enstitüsü tarafından basılan kitapta, Türkiye'nin farklı üniversitelerinden 30 civarı akademisyenin sunduğu bildirilerin metinleri yer almaktadır.

Kitap resmine tıklayarak kitabın pdf formatını indirebilirsiniz.



Toplumsal Değişim Sempozyumu kitabında benimde "Üretim Toplumundan Tüketim Toplumuna Geçiş ve Değer Dönüşümü" adlı bildiri metnim yer almaktadır. Bu metni üniversite yıllarımda hazırlamıştım. Sempozyum vesilesi ile yeniden gözden geçirerek, düzenlemiş ve sunmuştum. Aşağıda metnin özeti yer almaktadır:

"Özet: Geç modern/post-modern topluma geçiş ile birlikte toplumun temel dinamiklerinde önemli değişmeler baş göstermeye başlamıştır. Kapitalizmin ilk ortaya çıktığı dönemlerde üretim kavramı ön planda iken, geç modern/post-modern döneme geçiş ile birlikte üretim kavramı yerini tüketim kavramına bırakmıştır. Üretim toplumundan tüketim toplumuna geçiş ile birlikte bu yeni toplumda, yeni kavramlar da ortaya çıkmıştır. Tüketim toplumunun varlığını sürdürebilmesi için kitleleri üretilen ürünleri tüketmeye teşvik etmesi gerekir. Bunun için özellikle tüketim toplumunun baş aktörü sayılabilecek alışveriş merkezleri ile birlikte, kitle iletişim araçları, reklam, marka, moda, kredi kartı gibi yeni argümanlar ortaya çıkmıştır. Bu argümanlar aracılığıyla topluma üretilen ürünün tüketilmesi telkin edilmektedir. Tüketim toplumunda temel amaç tüketmek olduğu için salt maddi nesnelerin tüketimi değil, bir takım değerlerin de tüketime sunulduğu görülmektedir. Bu minvalde, tüketim toplumunda bedenin tüketilmesi, zamanın tüketilmesi ve mekânın tüketilmesi ön plana çıkmaktadır. Özellikle Jean Baudrillard’ın Tüketim Toplumu adlı çalışmasında bedenin tüketimine vurgu yapması, John Urry’nin Mekânları Tüketmek adlı eserinde mekânın değişen anlamına değinmesi ve David Harvey’in zaman-mekân sıkıştırılmasından bahsetmesi, tüketim toplumunda yaşanan değer dönüşümünün hangi boyutlarda olduğunu göstermektedir. Bu çalışmanın temel amacı, üretim toplumundan tüketim toplumuna geçiş sürecinde yaşanan değer dönüşümünü, tüketim toplumunun temel parametrelerini dikkate alarak ve belli ideal tiplerden hareketle ortaya koymaktır. Bu bağlamda, üretim toplumundan tüketim toplumuna geçiş, tüketim toplumunun temel parametreleri ve tüketim toplumunda tüketilen değerler başlıkları altında yaşanan toplumsal değişim ve beraberinde gelen değer dönüşümüne vurgu yapılmaktadır.

Anahtar Kavramlar: Üretim toplumu, tüketim toplumu, beden, zaman, mekan"

Bildirinin yayınlanmış tam metnine ulaşmak için aşağıdaki bağlantıya tıklayabilirsiniz:




21 Aralık 2016 Çarşamba

Türk Sosyoloji Tarihinde İlk Fetret Devri (1924-1933 Yılları Arası)

5. Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresinde sunduğum bildirinin tam metni bildiriler kitabında yayınlanmış durumda. 4 cilt olarak e-kitap şeklinde yayınlanan bildirilerin tamamına ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Aşağıda söz konusu çalışmanın özeti ve devamında tam metine erişebileceğiniz bağlantı linki yer almaktadır.

Öz: Bu çalışmanın temel amacı, 1924 yılından, Darülfünun’un kapatılıp yerine İstanbul Üniversitesi’nin kurulduğu 1933 yılına kadar devam eden sosyoloji alanındaki gelişmeleri ortaya koymaktır. Batı kaynaklı bir bilim olarak Osmanlı Devleti’nde varlık bulan sosyoloji, Cumhuriyet öncesi dönemde siyasi sebeplere bağlı olarak oldukça işlevsel görülmüştür. Özellikle sosyolojik bakış açılarının ivme kazandığı 2. Meşrutiyet döneminde, Ziya Gökalp ve Prens Sabahattin isimleri dikkat çekmektedir. 1924 yılında Gökalp’ın vefat etmesi ve Prens Sabahattin’in de yurt dışına sürülmesi, sosyolojinin gelişiminde önemli bir boşluğun oluşmasına neden olmuştur. Bununla birlikte, ülke siyaseten kurtarıldığı için sosyoloji bilimine önceki dönem (2. Meşrutiye dönemi) olduğu gibi önemli bir misyon yüklenmemiştir. Bu anlamda, Cumhuriyet’in ilk yıllarında sosyoloji alanında yaşanan gelişmeler araştırmaya değerdir. Söz konusu döneme ilişkin sosyolojik çalışmalar sınırlı sayıdadır. Yapılan çalışmalar genel anlamda Türk sosyoloji tarihine ilişkin yapılan çalışmaların döneme vurgusundan ibarettir. Bu anlamda, başta Erişçi olmak üzere Sezer, Arlı ve Bulut, Özcan, Ünsaldı ve Geçgin söz konusu döneme vurgu yapmışlardır. Söz konusu döneme ilişkin daha kapsamlı çalışmanın ise Kaçmazoğlu tarafından yapıldığı görülmektedir. Bu çalışma, söz konusu dönemde, gerek akademik çalışmalar açısından, gerekse sosyoloji alanında yayınlanan dergiler açısından önemli uğraşın olduğunu ortaya koymaktadır. 1924-1933 yılları arasını kapsayan bu çalışma, kuramsal düzeyde bir çalışma olup, çalışmada tarihsel-karşılaştırmalı yöntem kullanılmıştır. 

Anahtar kelimeler: Necmettin Sadak, Mehmet İzzet, İ. Hakkı Baltacıoğlu, M. Ali Şevki, Felsefe ve İçtimaiyat Mecmuası, Kadro Dergisi.

Çalışmanın tam metnine erişmek için aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız

AcademiaEdu