20 Ekim 2015 Salı

Türk Sosyoloji Tarihinde İstanbul Ekolü

Türk sosyolojisi, yüz yılı aşan tarihî birikime sahiptir. 19. yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkan sosyoloji bilimi, aynı yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı İmparatorluğu’nda da etkili olmaya başlamıştır. Sosyolojinin Osmanlı’ya aktarılması ve Cumhuriyet sonrası dönemde Türkiye’deki varlığı siyasî gelişmelere bağlı olarak gerçekleşmiştir. Osmanlı’nın son dönemlerinde Fransa’da bulunan aydınlar, orada gördükleri sosyoloji bilimini Osmanlı’nın toplumsal sorunlarına uyarlamak için oldukça büyük gayretler göstermişlerdir. Temel amaçları Osmanlı İmparatorluğu’nu kurtarmak olan aydınlar, sosyoloji bilimini siyasî amaçları doğrultusunda kullanmaya başlamışlardır.
Siyasî sebeplerden dolayı Osmanlı’ya aktarılan sosyoloji biliminin Avrupa’daki farklı anlayışları, eş zamanlı olarak Türkiye’de de etkili olmaya başlamıştır. Cumhuriyet döneminde de sosyoloji ve siyaset sürekli birbirleri ile sıkı bir ilişki içinde ilerlemiştir. Siyaset ve sosyoloji arasındaki ilişkiyi gösterme adına birkaç noktaya değinmek yeterli olacaktır: Siyasî kadrolara yakın olan Ziya Gökalp’ın sosyoloji anlayışının, siyaseten yenik düşen Prens Sabahattin’in sosyoloji anlayışına karşı ön plana çıkması. 1948 yılında Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde yaşanan tasfiye. Askerî darbelerin sosyoloji alanındaki gelişmelere etkisi, yine bir askerî darbe sonrası yürürlüğe giren Yüksek Öğretim Kurulu ile birlikte sosyoloji bölümlerinin sayısında yaşanan artış. 2007 yılında hükümet politikası sonucu tüm illere üniversite kurulması ve bu üniversitelerin pek çoğunda sosyoloji bölümlerinin yer alması ve pek çok önemli sosyoloğun direkt siyasete atılması (Alan, 2015), Türkiye’de siyaset ve sosyolojinin sürekli birbirleriyle ilişki içinde ilerlediklerini göstermektedir.
Sosyoloji biliminin Türkiye’deki serüveninde dikkat çeken önemli bir nokta, siyaset ile olan ilişkisi iken; diğer önemli nokta yüz yıllık birikime tanık olan İstanbul sosyoloji geleneğidir. Ziya Gökalp tarafından 1914 yılında kurulan İstanbul sosyoloji kürsüsü, sosyolojinin Türkiye’deki serüvenine tanık olmuş ve bu yüz yıllık süre zarfında, bir geleneğin oluşmasına da imkân tanımıştır. Gökalp’tan sonra bu kürsünün ikinci kurucusu olarak kabul edilen Hilmi Ziya Ülken, İstanbul sosyoloji geleneğinin oluşmasında önemli bir etkiye sahiptir. Ülken’den sonra Nurettin Şazi Kösemihal ve Cahit Tanyol’un himayesinde varlığını sürdüren sosyoloji kürsüsü, Baykan Sezer ile yeni bir aşamaya geçmiş ve bu geleneğin yeni bir boyut kazanmasına imkân sağlamıştır. Sezer’den sonra ise bu geleneğin sürmesi ve yeni bir boyut kazanması Korkut Tuna’ya çok şey borçludur. Bu kısa girizgâhtan sonra, Türk sosyoloji tarihinin yüz yıllık serüveninde dikkat çeken noktalara değinilecek, sonrasında ise İstanbul sosyoloji ekolünün temel özellikleri belirtilerek Ankara ekolü ile olan farklılıklarına değinilecektir. Devamında; ekolün önemli temsilcilerinden olan Hilmi Ziya Ülken, Baykan Sezer ve Korkut Tuna örnekleri incelenecektir.
Devamı için aşağıdaki bağlantılara tıklayabilirsiniz.

AcademiaEdu

Açık Erişim

18 Ekim 2015 Pazar

II. Bingöl Kalkınma Çalıştayı Uluslararası Konferans'ta Sunuldu

Tavz-Der öncülüğünde 2014 yılında Bingöl'ün yedi ilçesi, üç beldesi ve merkez ilçesinde yapılan çalıştaylar sonucu elde edilen veriler rapor haline getirilerek paydaşlara sunulmak üzere hazırlanmıştı. Söz konusu rapor Fırat Kalkınma Ajansı ve Bingöl Üniversitesi işbirliği ile gerçekleştirilen 3. Uluslararası Bölgesel Kalkınma Konferansı'nda bildiri olarak sunuldu.
"Bingöl'ün Kalkınma Dinamikleri: II. Bingöl Kalkınma Çalıştayının Bir Analizi" adını taşıyan bildiri Tavz-Der Eğitim Komisyonu Başkanı ve aynı zamanda Bingöl Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde Arş. Gör. olarak çalışan Suat Alan tarafından sunuldu.
Alan, bildiriyi sunarken Tavz-Der hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra, çalıştay raporu hakkında bilgi verdi. Çalıştay raporunda yedi stratejik amaç, bu amaçlara yönelik on dört hedef ve on dört hedefe yönelik yüz dört faaliyetin planlandığını dile getiren Alan, belirlenen stratejik amaç, amacın gerçekleştirilebilmesi için belirlenen hedefler ve hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için planlanan faaliyetleri maddeler halinde dile getirdi. Sonuç ve değerlendirme bölümünde ise çalıştay verileri içerisinde Bingöl'ün kalkınması için hayati öneme sahip bulgular üzerinde durdu.
Daha önce Tavz-Der öncülüğünde hazırlanan söz konusu çalıştay raporu paydaşlara sunulmak üzere hazırlanmış bulunmaktadır. "Yaklaşık 600 katılımcı ile birlikte gerçekleştirilen II. Bingöl Kalkınma Çalıştayı'nın uluslararası katılımlı bilimsel bir toplantıda dikkatlere sunulması bizi memnun etmiştir" ifadelerini kullanan Tavz-Der Başkanı Murat Soysal büyük bir emek vererek hazırladıkları çalıştay raporunun bilimsel bir toplantıda sunulmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Kaynak: Bingolonline

12 Ekim 2015 Pazartesi

Yurt Dışına İşçi Gönderme Olayının Sosyolojik Eleştirisi Üzerine

Korkut Tuna, Yurt Dışına İşçi Gönderme Olayının Sosyolojik Eleştirisi adlı çalışmayı doktora tezi olarak hazırlamıştır. Çalışma 1974 yılında tamamlanmış, 1975 yılında ise Prof. Dr. Cahit Tanyol, Prof. Dr. Erol Tümertekin, Prof. Dr. Nihat Nirun, Prof. Dr. Refia Şemin ve Prof. Dr. Nephan Saran'ın yer aldığı jüri karşısında savunulmuş ve doktora tezi olarak kabul edilmiştir. 1981 yılında 2869 numara ile İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi yayını olarak kitap haline getirilen çalışma, Atatürk'ün doğumunun 100. yılı münasebetiyle Atatürk'ün hatırasına ithaf edilmiştir. Kitap toplam 262 sayfa ve 102 kaynaktan oluşmaktadır. Söz konusu kitaba dair geniş bir değerlendirme için tıklayınız